KAMU & ASANSÖR SEKTÖR BULUŞMASI SEMİNERİNDE TÜM PAYDAŞLAR BULUŞTU
Kamu ve Asansör Sektör Buluşması Semineri 21 Temmuda Ankara da yapıldı.
Seminer, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ankara Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü,
Türk Standardları Enstitüsü ile TASFED ve ANASDER’in iş birliği ile gerçekleştirildi.
Seminer, sektör temsilcilerinin beklenti ve taleplerini birinci ağızdan kamu
yetkililerine iletmelerine fırsat verdi.
Tasfed Müdürü Gülay PALA Modaretörlüğünde yapılan Seminere, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Denetim ve Gözetim Şube Müdürü Mehmet Cevher, Ankara Sanayi İl Müdürü Muhammed Polat,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Meteoroloji ve Sanayi Ürünleri Güvenliği Genel Müdürlüğü Müdür
Yardımcısı Sıdıka Çiğdem Kanmaz, Sanayi Genel Müdürlüğü Makine Daire Başkanı Dinçer Gonca,
AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Bulgurluoğlu ile AYSAD Genel Sekreteri
Harun Şimşek de katıldı.
BÜYÜKLÜ DEN ‘YÖNETMELİK İHMAL EDİLİYOR’ ELEŞTİRİSİ
Seminerde, asansör montajından sorumlu olanların yükümlülükleriyle ilgili sunum yapan
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Asansör ve Teleferik Sanayi Şube Müdürü İlyas Menderes
Büyüklü, Haziran 2016 tarihinde yürürlüğe giren Asansör Yönetmeliğini hatırlattı. Büyüklü,
“Zaman içerisinde görüyorum ki, yönetmeliği rafa kaldırmışız gibi bir durum var. Teknik
düzenlemeyi unuttuk. Buradaki asgarî şartlar teknik düzenleme şartlarıdır. Bunu
unutmamalıyız” dedi.
Asansör Yönetmeliğinin sektör için “kırmızı çizgi” olduğunun altını çizen Büyüklü, “Gümrük
Birliğinin içerisinde olduğumuz sürece, devletimiz kabul ettiği ve sürekliliğini istediği sürece
Asansör Yönetmeliği hayatta olacak. Asansör Yönetmeliği’nin de gereklilikleri ile hayatta
olması gerekiyor. Bugün bu ülkede, Asansör Yönetmeliği’nin temel felsefesini
benimseyenlerin sayısı 5 kişiyi geçmez” dedi.
Teknik dosyalarda karşılaşılan hatalara dikkat çeken Büyüklü, “Bugüne kadar bir tane
doğru düzgün teknik dosyaya rastlamadım. Asansör monte eden teknik dosyayı
hazırlamakla ve yönetmeliğin öngördüğü süreyle saklamakla yükümlü. En önemlisi de bu
yönetmeliğin 19’uncu madddesine göre uygunluk değerlendirme işleminini yapar veya
yaptırır” diye konuştu.
MONTAJCININ DOKÜMANTASYON TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR
Asansör montajcsının sorumluluklarını vurgulayan Büyüklü, talep üzerine montajcının
asansör güvenlik aksamını sağlayan herhangi bir işletmeci hakkındaki bilgiyi gerektiği
zaman bakanlığa sunmakla yükümlü olduğunu hatırlattı. Sektörün dokümantasyon
konusunda eksikliklerinin olduğunu belirten Büyüklü, “Asansör monte eden tedarik ettiği
asansör güvenlik aksamlarını kimden ve ne zaman tedarik ettiği gibi bilgileri döküman
etmeli. Bu bilgiyi bakanlık istediği zaman veremiyorsunuz. Bu bir yükümlülük” dedi.
Büyüklü şunları söyledi:
“Son kontrolcünün elinde yük bulunmak zorunda. Bulundurduğu bir yükü neden
muayenede biz kullandırtmayalım? Bunun neresi zor? Onaylanmış kuruluşlar da kendisini
hem kopyala yapıştır yapanlara hem de uygunluk değerlendirme işlemini bilmeyen
asansörcüye teslim ediyor… Birbirine bir teslimiyet söz konusu. Sonuç olarak sektör,
uygunluk değerlendirme kavramını bilmiyor. Biz, bu anlayışla küresel bir firma
çıkaramayız.”
MONTAJCI ŞİKÂYETLERİN KAYITLARINI TUTMALI
Asansör montajcısının asansörün risk taşıması durumda, kullanıcıların sağlık ve
güvenliğini korumak amacıyla ortaya çıkan riski araştırmakla sorumlu olduğunu vurgulayan
Büyüklü, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uygun görüldüğünde de asansörle ilgili uygunsuzluk ve yapılan şikâyetlerin kayıtlarını
tutmak zorunda. Asansör monte eden tip, parti veya seri numarası gibi tanımlamaya
yarayan tüm bilgileri asansörün taşımasını sağlar. Asansör monte edenin piyasaya arz
ettiği asansörün üzerinde kendi adını, tescilli ticari unvanını veya tescilli ticari markasını ve
kendisiyle iletişime geçilecek adres bilgisini bulundurmak zorunda. Adres, asansör monte
eden ile irtibata geçilecek tek noktayı belirtmek zorundadır.”
“SAVUNMALARI OKUDUĞUMDA ÜZÜLÜYORUM”
“Tescil başvurusu, asansörün piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla 60 gün içerisinde söz
konusu asansörün piyasaya arz eden asansör monte eden tarafından yapılır. Son
günlerde bu tescil sürelerine riayet edilmediği için birçok firmamızın ceza yediğini de
görüyoruz. Son zamanlarda çeşitli lokasyonlardan ceza kararlarına karşı mahkemeye
açılan iptal davaları önümüze gelmeye başladı. Savunmaları okuduğumda gerçekten
üzülüyorum. Burada süreç net.”
İSPİROĞLU, RİSK TEMELLİ YAKLAŞIMDA YENİ SÜRECİN DETAYLARINI ANLATTI
Seminerde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Metroloji ve Sanayi Ürünleri Güvenliği Genel
Müdürlüğü Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Muhammed İspiroğlu, asansör piyasa gözetimi ve
denetimi yönetmeliğiyle ilgili bir sunum gerçekleştirdi. PGD Yönetmeliği kapsamında
denetim süreçlerinin nasıl gerçekleştirildiği, tespit edilen uygunsuzluklara ilişkin idari
yaptırım kararlarına temel oluşturan para cezalarının nasıl belirlendiğine yönelik bilgi
paylaştı. İspiroğlu, şunları söyledi:
“Kriterler risk seviyesine göre bir revizyon geçirdi. Düşük risk, orta risk ve ciddi risk olmak
üzere üç ayrı kategoriye ayrılarak bu risk seviyeleri belirlendi. Burada bir asansörde tespit
edilen birden çok uygunsuzluk olabilir ama en güçlü riski barındıran uygunsuzluk o
asansörün uygunsuzluk seviyesini belirliyor.
Düşük risk tespiti, direkt İl Müdürlüğü denetçisi tarafından test ve muayeneye
yönlendirilmeden de belirlenebilir. Aynı zamanda bu, test ve muayene hizmeti alınarak da
belirlenebilir. Eğer İl Müdürlüğü tarafından düşük risk kararı verilirse, bunun uygun hale
getirilip getirilmediğinin kontrolünün yine İl Müdürlüğü denetim personeli tarafından
gerçekleştirilmesi gerekiyor. Ancak test ve muayene hizmeti alınması durumunda ise
bunun takip kontrolünün yapılarak takip raporunun İl Müdürlüğü’ne sunulması gerekiyor.
Burada sorumlunun düzeltme faaliyetini gerçekleştirmemesi durumunda, Sorumlu her
zaman asansör monte eden değil, yönetmelik ilk başta asansör monte edeni savunması
adına ilk başta asansör monte edene gönderiyor. Bu noktada, kendisinden
kaynaklanmadığını ispatlaması durumunda da asansör monte eden bu sorumluluktan
kurtuluyor. Daha sonra tespit edilen ilgili sorumluya ilişkin düzeltme faaliyetleri veya idari
işlemler uygulanıyor. Burada asansörün kullanıma kapatılması gibi bir durum yok. Bunun
sebeplerinden bir tanesi düşük riskli kriterlerin arasında yapıdan kaynaklı hususlar yer
aldığı için düşük risk tespitinde asansörün kullanımına bu mevzuat kapsamında izin
veriliyor ve hizmetten men edilme gibi bir prosedür düşük risk testinde uygulanmıyor.”
ORTA RİSKTE TSE MUAYENESİ ÖNEMLİ
“Orta risk, sadece TSE tarafından gerçekleştirilen muayene sonucunda belirlenebilir. Orta
riski aslında periyodik kontrol sonucundaki sarı etikete benzetebiliriz. Onda da takip kontrol
süreci boyunca asansörün kullandırılmasında sıkıntı yok, yalnız takip kontrolünde
uygunsuzluklar giderilmezse de asansörün mühürlenerek hizmetten men edilmesi gibi bir
süreç var. Bununla birlikte eğer sorumlu, asansörü düzelttirmezse buradaki gerekli
düzeltme işlemlerinin mühür bozma tutacağı sonrasında bina sorumlusu tarafından
yapılması gerekiyor. Burada da ortaya çıkan masraflar mahkeme yoluyla bizim tespit
ettiğimiz sorumluya, bina sorumlusu tarafından rücu ettirilmesi gerekiyor.”
CİDDİ RİSK, KIRMIZI ETİKET GİBİ DÜŞÜNÜLMELİ
“Ciddi risk tespiti direkt İl Müdürlüğü tarafından verilemiyor. Test ve muayene sonucunda
ciddi risk şüphesi tespitinde bulunulması durumunda bina sorumlusunca kullandırılmaması
gerekiyor. Ciddi riski kırmızı etiket gibi düşünebiliriz, bu risk tespitinden sonra asansör
mühürlenerek hizmetten men edildi, daha sonra mührün açılıp düzeltici faaliyetin
gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu da yine orta riskte olduğu gibi eğer sorumlu
yükümlülüğünü yerine getirmezse, bina sorumlusu tarafından uygun hale getirilmesi lazım
ki kullanıma açılabilsin.”
SAVUNMA SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?
İspiroğlu, savunma süreciyle ilgili detayları da anlattı. “Asansör PGD Yönetmeliği’nde ilk
başta asansör monte edenden bir savunma talep edilmekte ve bu söz konusu savunmanın
13 gün içerisinde denetimi gerçekleştiren İl Müdürlüğü’ne asansör monte eden tarafından
gerçekleştirilmesi gerekiyor” diyen İspiroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu savunmanın değerlendirilmesi sonrasında asansör monte eden mi yoksa bakımı
üstlenen yeni diğer bir firma mı bundan sorumlu olduğuna yönelik karar süreci başlar.
Daha sonra sorumluya yönelik 30 günlük düzeltme süresi verilir. İl Müdürlüğü test ve
muayene planını asansör monte edene bakım faaliyetini yürüten yetkili servise ileterek test
ve muayeneye davet ediyor. Burada asansör monte edenin veya asansör monte edenin
yetkili servisinin test ve muayeneye iştirak etmesi zorunludur. Asansörle ilgili en fazla bilgi
sahibi olan asansör monte edendir, bu nedenle biz asansör monte edeni ve yetkili
servisinin katılımını zorunlu tutuyoruz ki test ve muayene esnasında orada bulunsun.
7223 Sayılı Kanun gereği asansörde uygunsuzluk tespiti yapıldığı anda, risk seviyesi ne
olursa olsun bir uygunsuzluk varsa direkt idari işlem uygulanıyor. Bu idari işlem, asansörün
güvenli bir şekilde piyasaya arz edilmediği veya güvenli bir şekilde piyasada
bulundurulmadığı için uygulanacak idari bir işlem. Bu direkt düzeltme faaliyeti öncesinde
sorumlu tespit edildikten sonra uygulanan bir işlem. İkinci bir idari işlem de eğer bu
uygunsuzluk düzeltilmezse uygulanacak işlem.”
İHBAR VEYA ŞİKÂYET ÜZERİNE PGD SÜRECİ
PGD denetimlerinin bireysel ihbar veya şikâyet üzerine gerçekleştirildiğini belirten
İspiroğlu, “Bir asansöre ilişkin bir şikâyet geliyor. Asansör PGD’ye alınıyor ve güvensiz
çıkıyor; makina-motor grubundan dolayı da asansör güvensiz çıkabiliyor. Binanın yönetimi,
sitedeki tüm asansörlerin PGD’ye tabii tutulmasını talep ediyor. Böyle bir sürecin
yürütülmesi amacıyla da 11’inci madde düzenlendi. Bu maddede de PGD’ye tabii tutulacak
asansörlerin içerisinden belli bir asansörün seçilmesinde, bu asansörün bilgi etiketi, daha
önce elde edilen kanıtlar kullanılarak bu asansörlerin bir kısmı PGD’ye tabii tutulsun
şeklinde bir dayanak maddesi yazılmış oldu” dedi.
MARKA MODEL VERİLERİNE ASTAK ÜZERİNDEN ERİŞİM
Güvenlik aksamlarına ilişkin PGD süreçlerinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Piyasa
Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği kapsamında gerçekleştirildiğini belirten İspiroğlu,
denetime konu güvenlik aksamlarının yerli ve ithal ürünlere yönelik yapıldığını hatırlattı.
İspiroğlu, Asansör Yönetmeliği (2014/33/AB) EK 3’te yer alan güvenlik aksamlarından,
ASTAK’ta A tipi muayene kuruluşları tarafından gerçekleştirilen periyodik kontrolde yeni bir
modül açıldığını söyledi. Bu modülde karşılaştıkları güvenlik aksamlarının marka, model
bilgilerinin girildiğini belirten İspiroğlu, şunları söyledi:
“Biz şu an bu marka model bilgilerine ASTAK üzerinden erişebiliyoruz. Elimizde var olan
72 marka, 560 model hız regülatöründen güvenlik tertibatında da yine 98 marka 499
model, tamponda da 88 marka 457 model üzerinden bu veriler şu an elimizde. Denetimler
şu an gerçekleştiriliyor, bunlarla ilgili düzeltme süreçleri veya uygunsuzluklar giderilmediği
durumda imha işlemleri şu an yürütülüyor. Test ve muayene faaliyeti de Bakanlığımız
tarafından TÜRKAK’ın 17025 Akreditasyonuna sahip laboratuvarı MESYEB tarafından
yürütülmekte.”
ÇETİNKAYA: YÜKSEK UYGUNSUZLUK ORANLARININ NEDENİ MEVZUATLARA
HAKİM OLUNMAMASI
Seminerde, Türk Standardları Enstitüsü Yüksek Mühendisi Yavuz Çetinkaya da konuştu.
Çetinkaya, periyodik kontrol süreçleri ve PGD kapsamında test ve muayenelerin
değerlendirilmesi üzerine sunum yaptı, 2020 yılında gerçekleştirilen asansör kontrol
sonuçlarına göre asansörlerin yüzde 88’inin uygun olmadığını belirtti. Çetinkaya, şunları
söyledi:
“Bununla birlikte tescil öncesi ilk periyodik kontrollerde, yani asansör monte eden
tarafından ilk defa kullanıma açılacak veya daha önce kullanılmamış olan asansörlerin de
yüzde 62’sinin uygun olmadığı görülmüştür. 2021 yılı içindeki sonuçlara bakarsak, asansör
kontrol sonuçlarının yüzde 87’sinin uygun olmadığı tespit edilmiştir. 2021 yılında tescil
öncesi ilk periyodik kontrollerde henüz kullanıma açılmamış asansörlerin asansör monte
eden tarafından monte edildiği durumlarda yüzde 58’inin uygun olmadığı tespit edilmiştir.
Buradan yola çıkarak asansör periyodik kontrollerine taraf olan bina sorumlusu, asansör
yaptırıcısı, asansör monte eden ve etkili servislerin asansörle ilgili mevzuatlara teknik
düzenlemeler ve standartlar doğrultusunda farkındalığının artırılması gerektiği sonucu
ortaya çıkmaktadır.”
SIKLIKLA KARŞILAŞILAN UYGUNSUZLUKLAR
Türk Standardları Enstitüsü Muayene Uzmanı Abdulhadi Şengül de seminerde, sahada
karşılaştığı eksiklikleri anlattı, deneyimlerini paylaştı.
Asansör test ve muayenelerinde sıklıkla karşılaşılan uygunsuzluklarda acil aydınlatmanın
öne çıktığına değinen Şengül, şunları söyledi:
“Asansör kabininin içerisinde veya kabinin tavanında kabin merkezinde veya kabin
tavanından bir metre yükseklikte ve her alarm çalıştırma tertibatının bulunduğu yerde bir
adet acil aydınlatma tertibatına ihtiyacımız var.”
10 KİŞİLİK ASANSÖRE “4 KİŞİLİKTİR” BİLGİSİ YAZILINCA ASANSÖR 4 KİŞİLİK
OLMUYOR
“Kabin alanının belirlenmesi, kabin içerisine kaç kişi binecek, asansör kaç kiloluktur, bu
etiketin önemi nedir sorusunun cevabı burada ortaya çıkıyor. Kullanılabilir kabin alanı,
kabindeki insan sayısı AB uygunluk beyanına göre belirleniyor. 10 kişilik bir asansörün
içerisine 4 kişilik bilgisi yazıldığında bu asansör 4 kişilik olmuyor. PGD kapsamında TSE
uzmanı geldiğinde AB uygunluk beyanını alır, orada 10 kişilik asansör gördüyse yük testini
ona göre yapar.. Burada sizin aşırı yükünüzün nasıl çalıştığı, freninizin nasıl devreye
girdiği buna göre değerlendirilir. Sizin 10 kişilik asansöre 8 kişilik fren blogu takmanız nasıl
uygun değilse, aşırı yük tertibatının da 10 kişilik asansör için 880 kilo ayarlanması
gerekirken 600 kilo ayarlanması da aynı şekilde uygun değildir.”
HABERLEŞME SİSTEMİ TÜM ASANSÖRLERDE OLMAK ZORUNDA
“81-20 standardıyla birlikte ülkemizde uygulanmaya başlayan ancak 2006 yılından beri
aslında standartta da yazılı gelen 81-28 standardına yönelik haberleşme alarm tertibatı,
2017 yılında 81-20 standardının zorunlu uygulamaya girdiği tarihten sonra biz muayene
yaptığımız asansörlerde bu tip bir haberleşme yöntemi aradık. 81-28 haberleşme sistemi
de bugün itibarıyla tüm asansörlerde olması gerektiğini söylüyoruz. Bu haberleşme sistemi
öyle bir yerde olacak ki hem kuyu içerisinde hem kabin üstünde hem makine dairesinde
hem de kabin içerisinde acil durumda insanların içeride kalması gibi durumlarda
kurtarmasını sağlayacak asansörcüyle veya kurtarıcı ile sürekli iki yönlü haberleşmeyi
sağlayacak şekilde olmalıdır. Alarm butonuna bastığınız zaman kullanıcının herhangi bir
şey yapmaya gerek kalmaksızın kurtarılması için iletişime geçileceği bir yer anlamına
geliyor.”
DURAK VE KABİN KAPILARININ DAYANIMI VE YANGIN ŞARTLARINA DAVRANIŞI
“Asansör durak ve kabin kapılarımızı paslanmaz çelikten seçebileceğiniz gibi cam
kapılardan da seçebiliyorsunuz. Paslanmaz kapılarda olduğu gibi camlı kapılarda da bu
dayanımın sağlanmasını bekliyoruz. Özellikle 2018 yılına kadar camlı kapılardan yangın
dayanım sertifikalarının olmadığı, bu tip durumlarda sorunlarla karşılaşılacağı aşikar.
Üreticiler de malzeme seçerken bu gibi durumlara dikkat edilmeli. 81-20 standardıyla
beraber gelen kabin kapısı, zemini, duvarları ve tavanındaki dekoratif malzemenin yangına
dayanım hususu. Kabin gövdesinin yapı desteklemesinin alev almaz malzemelerden
yapılması zorunludur. Bununla alakalı sahada uzmanlar yangına dayanımlı olduğunun
ispatlanmasını istiyor olabilir. Bu ispat sürecinde kabin üreticisinden almış olduğunuz bir
sertifika ile kabin üzerine iliştirilen etiketle sağlayabilirsiniz.”
MAKİNA DAİRESİ İLE İLGİLİ YAPISAL ŞARTLAR
“Binanın makine dairesinin yüksekliği hususları asansör firması kalıbı çakmadığı için
bilmeyebilir. Bu bina yapılacaksa eğer yapılmadan önce projelendirildiği için, asansör
firması da asansörü yapmadan önce projelendirdiği için mimari projeyi veya asansör avam
projesini veya asansör uygunluğunun incelenmesi suretiyle makina dairesinin yüksekliğinin
standartta belirtilen değerlere uygun olup olmadığına baktıktan sonra asansörü yapması,
daha sonra karşılaşacağı bir uygunsuzluk denetimine veya bir risk analizine gerek
kalmamasını sağlayacaktır. Bu yükseklikler çalışma alanlarındaki serbest boşluklar,
panoların önündeki serbest boşluklar, geçiş alanlarındaki boşluklar da standartta ifade
edilen değerlerle uygun olmak zorundadır.”
KUYU DUVARI BİN TONLUK KUVVETE DAYANMALI
“Asansör kuyusunun duvarlarının tuğla veya beton duvarla örülmediği, asansör kuyusunun
sonradan yapıldığı durumlarda kuyu duvarlarıyla ilgili yaşanan uygunsuzluklara şahit
oluyoruz. Bunların tamamına elimizdeki cihazlarla ölçüp uygunsuzluk yazmışlığımız var.
Kuyu duvarlarının bin tonluk bir kuvvete dayanmasını istiyoruz.”
TSE HYB UZMANI ÖZTÜRK: “MARKA SAYISI ARTTIKÇA SERVİS ALANININ
METREKARESİ ARTIYOR”
Seminerde Türk Standardları Enstitüsü Hizmet Yeri Belgelendirme Uzmanı Tarık Öztürk,
TS 12255 standardı hakkında bilgiler paylaştı. Standardın, bakım onarım hizmeti veren
asansör bakım yetkili servislerinin yapısal özellikleri, işletmeciliği, teknik donanımı,
çalışanlar ve belgelendirmeye yönelik kuralları kapsadığını hatırlatan Öztürk, servis alanı
hakkında bilgi verdi. Asgarî servis alanının, servisin hizmet verdiği asansör monte eden ve
asansör marka sayısı dikkate alınarak belirlendiğini söyleyen Öztürk, “Bir markaya hizmet
veren firmalardan, 25 metrekare teknik alan, 25 metrekare de idari alan istiyoruz. Marka
sayısı arttıkça metrekareler artıyor” dedi.
Asansörün bakım-onarımının TS EN 13015+A1’e göre yapılması gerektiğini belirten
Öztürk, asansör monte eden ile yetkili servis arasında imzalanan yetki sözleşmesinin iki
yıllık süreyle noter huzurunda düzenlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Servis teknik sorumlusunun, makina, elektrik, elektrik-elektronik veya mekatronik
alanlarında eğitim veren mühendislik/teknoloji fakültelerinin birinden mezun olması
gerektiğini söyleyen Öztürk, bu mühendisin tam zamanlı çalıştırılması gerektiğini
vurguladı. Servisin diğer teknik bakım elemanları, iki yıllık meslek yüksekokullarının
makine, elektrik, elektronik, mekatronik, otomasyon, elektromekanik taşıyıcılar veya raylı
sistemler bölümlerinden mezun olması gerektiğini belirtti.
Firmanın bakım sayısına göre değişen personel sayısı olduğuna işaret eden Öztürk,
serviste bulunması gereken asgarî personel sayısının, servisin sözleşme yaptığı asansör
durak sayısı dikkate alınarak belirleneceğine değindi.
BELGELENDİRME İLE İLGİLİ KURALLAR
Öztürk, firmaların hizmet verdiği asansörlere göre belgelendirildiğini belirterek,
belgelendirme işlemi esnasında düzenlenecek Hizmet Yeri Yeterlilik Belgesine servisin,
(elektrikli ve veya hidrolik tahrikli asansörlerden hangilerine) hizmet vereceği ile yetki
veren, asansör monte eden firmanın/firmaların tescilli unvanı/unvanları ile hizmet verilen
markaların açıkça yazılmalısı gerektiğini de hatırlattı.
ÖZÇAKIR: KOPYALA YAPIŞTIR BELGELERLE İŞ YAPILIYOR
TASFED Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Özçakır, yaptığı sunumda Asansör Yönetmeliği ile
Asansör Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği’ndeki maddeler üzerinden bazı
hatırlatmalarda bulundu.
Asansörün bir tasarım olduğunu ve her asansörün aynı olmadığına vurgu yapan Özçakır,
asansör bakımının belli özellikleri olması gerektiğini ve her asansörün ayrı bir bakım defteri
ile kayıt altına alınması, bakım prosedürünün işletilmesi gerektiğini söyledi.
Sahadaki incelemelere değinen Özçakır, kopyala yapıştır belgelerle iş yapıldığını ve
sektörün kalitesini düşürdüğünü kaydetti.
“DUYUSAL İNCELEMEDE YAZILI METİN TALEP EDİYORUZ”
Asansörün garanti süresine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özçakır, garanti süresinin
ilk tescil muayenesinden önce başladığını hatırlattı. Duyusal incelemelerde görülen
eksiklikler için de “Duyusal inceleme çok göreceli bir konu ve bunun bir yazılı metin
olmasını bekliyoruz” diye konuştu. Özçakır, “Maalesef sektörde en çok standartlar
konuşuluyor. Bizler esas Asansör Yönetmeliği Ek 1’deki gereklilikleri yerine getirmeliyiz.
Yeniliklere kendimizi kapatmış ve körelmiş oluyoruz. Onun için sektör olarak EK 1’i çok iyi
bilip, bunlar üzerinde konuşmamız daha sağlıklı olacaktır” dedi.
Piyasa gözetimi ve denetiminde şekli uygunsuzluk başlığı altında her asansöre ceza
yazılma olasılığının yüksek olduğuna işaret eden Özçakır, şunları söyledi:
“Çünkü asansöre bindiğinizde ya etiketi sökülmüştür ya ampülü yanmıyordur ya bir yeri
çizilmiştir. Dolayısıyla bir eksik bulunması aşikardır. Sorumlusu ise bakımı veya montajı
yapan arkadaşımız. Ancak bu arkadaşımız ayda bir kere binaya uğruyor, sizin kontrole
geldiğinizden üç hafta önce geldiğini düşünürsek, bu süre içerisinde bir şeyler bozulabilir.
Sahadan gelen şikayetler bu yönde.”
İLK TESCİLDE PROBLEM
Asansörün ilk tescilinde projenin istenmesi gerektiğini belirten Özçakır, “Proje çizilmiş,
tasarım yapılmış ve tasarım sahada doğru uygulanmış mı diye kontrol etmemiz lazım.
Maalesef genelde küçük firmalarımızda ustamız yapıyor, mühendis arkadaşımız bir proje
çiziyor ama sağdaki ile dosyadaki birbiriyle örtüşmüyor” ifadelerini kullandı.
KARADEMİR: “ONAYLANMIŞ KURULUŞLAR BİZDEN DAHA İYİ İŞ YAPMIYOR"
ANASDER Yönetim Kurulu Üyesi Ali Osman Karademir, 2001 yılına ait PGD verilerine
değindi. Uygunsuzluk oranlarındaki yüksekliği gündeme alan Karademir, ceza miktarlarının
yüksekliğinin altını çizdi. Karademir, “Asansör monte eden ve yetkili servisler neden tek
başına sorumlu tutuluyorlar. Sorumluluğu paylaşmamız gerekmiyor mu? Asansör monte
edenler ellerinden geleni yapsalar da kullanılan ürünlerde mutlaka eksiklikler çıkacaktır.
Çünkü kullanılan bir ürüne PGD yapılıyor, fakat PGD çözüm sunmak yerine geçici çözüm
sunarak, firmaları cezalarla sorumlu bırakıyor” diye konuştu.
Kesilen cezaların çözüm üretmediğinin altını çizen Karademir, şunları söyledi:
“Çözümler tekil değil, çoklu bakış açısıyla çözülmelidir. Asansör monte eden ve yetkili
servisler olarak biz eksiğimizi kabul ediyoruz. Bizleri yetkilendiren onaylanmış kuruluşların
bizden daha iyi iş yaptığını düşünmüyoruz. Her zaman asansör monte eden ve yetkili
servislerin sorumlu tutulmasını kabul etmiyoruz.”
CEZALARIN TAHSİL KABİLİYETİ YÜZDE 70
Kesilen cezaların tahsil kabiliyetinin olmadığını belirten Karademir, “Bu cezaların yüzde
70’inin tahsil edilemiyor. 12 milyonluk ceza kesildiyse bunun 3-4 milyonluk kısmı tahsil
edilebiliyor. Diğer firmaların adresine bile ulaşılamıyor. Bu cezaları bizim gibi
markalaşmaya çalışan firmalar ödüyor. Bu bize bir haksızlık değil mi? Bunun
düşünülmesini istiyorum” dedi.
Bakım taban fiyat uygulamasının gerekliliğinden söz eden Karademir, “Bizlerin daha kaliteli
bir hizmet verme yarışında bize fırsat sağlayacak. Bu çok defa dile getirilmesine rağmen
bir adım atılmadı” dedi. Karademir, kaliteli hizmet vermeyen firmaların taban fiyat
uygulaması ile otomatik eleneceğini belirtti.
Karademir, cezaların tahsil edilebilirlik oranının artırılması için teminat mektubu istenmesi
gerektiğini de söyledi. Karademir, “Asansör monte edenlerden teminat mektubunun
alınması sağlanmalıdır. Böylece piyasadaki merdiven altı asansör firması azalacaktır hem
de kesilen idari para cezalarının tahsilatı kolaylaşacaktır” dedi.
KARABAY: HAKSIZ REKABETE KARŞI TABAN FİYAT UYGULAMASI GETİRİLMELİ
TASFED ve ANASDER Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Karabay, haksız rekabet sorununa
değindi. Sadece Ankara’da TSE’ye kayıtlı 240 HYB’li firma olduğunu ancak buna rağmen
binin üzerinde asansör firmasının faaliyet gösterdiğini anlattı. Karabay, şunları söyledi:
“Vergi mükellefi olmayan taşeron ustalarımızı da dahil ettiğimizde bu rakam korkunç
seviyelere yükseliyor. TASFED olarak yaptığımız inceleme sonucu, Türkiye genelinde 3
bin civarında HYB’li firma olmasına rağmen, 20 bin civarında da asansör firması olduğunu
tahmin ediyoruz.
Bu rakamlara bakarsak, Türkiye’de hizmet veren firmalar içinde kaliteli hizmet anlayışının
giderek yok olduğunu ve haksız rekabet sorunun her geçen gün daha da tırmandığını
görüyoruz. Maalesef bu durum, yerli asansör sanayisine duyulan güveni temelinden
sarsmakla kalmıyor, ilmek ilmek işleyerek bugünlere getirdiğimiz işlerimizi ya küresel
firmalara ya da merdiven altı firmalara emanet ediyoruz. Firma sayısındaki yüksekliğin
ortaya çıkardığı haksız rekabet şartları, bugün hem devleti hem de firmalarımızı ciddi
zararlarla karşı karşıya bırakıyor.”
50 TL’YE BAKIM YAPILIYOR
Yaşanan sorunların önlenebilmesi için taban fiyat uygulamasının çıkarılması gerektiğini
savunan Karabay, “Taban fiyat uygulaması, öncelikle kalitesiz asansör bakımının,
güvensiz asansörün ve nihayetinde haksız rekabetin önüne geçmesini sağlayacaktır” diye
konuştu.
Bakım maliyetlerinin büyük şehirlerde daha yüksek olduğuna dikkat çeken Karabay, bir
asansör bakım maliyeti ortalama 400 TL’yi bulduğunu, ancak 50 TL gibi düşük fiyatlarla
bakım yapıldığını hatırlattı.
TEST VE MUAYENE KURULUŞU KENDİ AVADANLIKLARINI GETİRMELİ
Asansör periyodik kontrolüne eşlik eden asansör firmalarının A tipi muayene
kuruluşlarında olduğu gibi ücrete tabii tutulması gerektiğini söyleyen Karabay, şunları
söyledi:
“Bu kontroller sırasında kullanılan test ve muayene gereçleri, özellikle kalibre edilmiş
ağırlıklar asansör firmalarından talep edilmektedir.
Periyodik kontrolü yapan test ve muayene kuruluşu kendi avadanlıklarını getirmelidir.”
ANKARA SANAYİ İL MÜDÜRÜ: “İŞ BİRLİĞİMİZİ VE GÜCÜMÜZÜ BÜYÜTEREK ETKİLİ
HALE GETİRMELİYİZ”
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ankara Sanayi İl Müdürü Muhammet Polat, seminerle
birlikte Ankara sanayisinin gelişimi ve uluslararası rekabet gücünün artırılmasını
hedeflediklerini söyledi. Polat, “Bu seminerdeki diğer bir amacımız da sektör
temsilcilerimizle bir araya gelerek işbirliğimizi ve gücümüzü büyüterek etkili hale
getirmektir” dedi.
ATİK: “MESLEĞİMİZİN KIYMETİNİ BİLMİYORUZ”
TASFED Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Atik, asansör sanayisinin savunma ve uzay
sanayisi kadar önemli olduğunu ve yaşanan talebin her gün arttığını söyledi. Avrupa
standartlarının Türkiye’de uygulanabilirliği noktasında sektörün daha çok çabalaması
gerektiğini vurgulayan Atik, “Mesleğimizin kıymetini bilmiyoruz. İşimizi yüceltmek için birlik
ve beraberlik içinde olmalıyız” dedi.
İhracatın artmasıyla birlikte ithalat oranlarında hızlı bir düşüş yaşandığına dikkat çeken
Atik, sektör paydaşlarından bölgelerindeki derneklere üye olmalarını ve TASFED çatısı
altında yapılan çalışmalara ortak akılla destek vermelerini talep etti.
BAŞKARAAĞAÇ: FİYATLA DEĞİL ÜRÜN VE HİZMETLE REKABET ETMELİYİZ
ANASDER Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Başkaraağaç, ANASDER’in kamu veya özel
kuruluşlar arasında köprü kurmak ve sektörün geliştirilmesini sağlamak amacıyla 1988
yılında kurulduğunu hatırlattı. ANASDER’in hemen her platformda sektörü temsil ettiğini
belirten Başkaraağaç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üyelerimizden alınan destekle gelen talepler doğrultusunda sorunlara çözüm odaklı
yaklaşarak sektörümüzü daha ileri taşımayı amaç edinmiştir. Firma bazında veya ferdi
olarak sorunlarımızı çözüme ulaştırmak oldukça zor. Meslektaşlarımızdan ricamız
derneğimize üye olarak bizleri onurlandırmanız ve destek vermeniz. Bu sayede
sorunlarımızın çözümü daha kolay olacaktır. Birlik beraber olunursa çözülmeyecek sorun
kalmayacaktır. Sektörümüzün her yönüyle gelişmesi ve daha iyiye götürülmesi için
birbirimizle fiyat rekabeti değil, yaptığımız ürün veya hizmette rekabet etmemiz gerekir.”
PALA: “STK’LAR ÜYELERİN DESTEĞİ İLE GÜÇLÜ”
Programın açılış konuşmasını yapan TASFED Müdürü Gülay Pala, asansör sektörünün
2018 yılında stratejik sektör ilan edildiğini hatırlatarak, sektör temsilcilerinin çırakılan yasal
mevzuatlara uygunluk aşamasında çeşitli aksaklıklarla karşılaştığına dikkat çekti.
TASFED çatısı altında birleşen 18 üye dernekle birlikte sektörel sorunların çözüme
ulaştırılması için aktif çalışamalar yürüttüklerine vurgu yapan Pala, sektör temsilcilerine
çağrı yaptı. Güvenli asansörlerin temini açısından sektör temsilcilerine çağrıda bulunan
Pala, şunları söyledi:
“Sivil toplum kuruluşları ancak üyelerinin desteği ile varlığını sürdürmektedir. Sektörün çatı
kuruluşu TASFED olarak derneklerimizde üye olan firmalarımızın, yapılan çalışmalara
katkı koymalarını, üye olmayan sektör paydaşlarının da dernek çatısı altında bir araya
gelmelerini arzu ediyoruz.
Bizler ancak birlikte güçlüyüz. Sorunlarımız paylaştıkça, beraber çalıştıkça çözüme
kavuşacaktır. Tüm sektör temsilcilerimizin bu konuya hassasiyet göstermelerini, birlik ve
beraberliğimiz desteklemelerini istiyoruz."
Seminer, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ankara Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü,
Türk Standardları Enstitüsü ile TASFED ve ANASDER’in iş birliği ile gerçekleştirildi.
Seminer, sektör temsilcilerinin beklenti ve taleplerini birinci ağızdan kamu
yetkililerine iletmelerine fırsat verdi.
Tasfed Müdürü Gülay PALA Modaretörlüğünde yapılan Seminere, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Denetim ve Gözetim Şube Müdürü Mehmet Cevher, Ankara Sanayi İl Müdürü Muhammed Polat,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Meteoroloji ve Sanayi Ürünleri Güvenliği Genel Müdürlüğü Müdür
Yardımcısı Sıdıka Çiğdem Kanmaz, Sanayi Genel Müdürlüğü Makine Daire Başkanı Dinçer Gonca,
AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Bulgurluoğlu ile AYSAD Genel Sekreteri
Harun Şimşek de katıldı.
BÜYÜKLÜ DEN ‘YÖNETMELİK İHMAL EDİLİYOR’ ELEŞTİRİSİ
Seminerde, asansör montajından sorumlu olanların yükümlülükleriyle ilgili sunum yapan
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Asansör ve Teleferik Sanayi Şube Müdürü İlyas Menderes
Büyüklü, Haziran 2016 tarihinde yürürlüğe giren Asansör Yönetmeliğini hatırlattı. Büyüklü,
“Zaman içerisinde görüyorum ki, yönetmeliği rafa kaldırmışız gibi bir durum var. Teknik
düzenlemeyi unuttuk. Buradaki asgarî şartlar teknik düzenleme şartlarıdır. Bunu
unutmamalıyız” dedi.
Asansör Yönetmeliğinin sektör için “kırmızı çizgi” olduğunun altını çizen Büyüklü, “Gümrük
Birliğinin içerisinde olduğumuz sürece, devletimiz kabul ettiği ve sürekliliğini istediği sürece
Asansör Yönetmeliği hayatta olacak. Asansör Yönetmeliği’nin de gereklilikleri ile hayatta
olması gerekiyor. Bugün bu ülkede, Asansör Yönetmeliği’nin temel felsefesini
benimseyenlerin sayısı 5 kişiyi geçmez” dedi.
Teknik dosyalarda karşılaşılan hatalara dikkat çeken Büyüklü, “Bugüne kadar bir tane
doğru düzgün teknik dosyaya rastlamadım. Asansör monte eden teknik dosyayı
hazırlamakla ve yönetmeliğin öngördüğü süreyle saklamakla yükümlü. En önemlisi de bu
yönetmeliğin 19’uncu madddesine göre uygunluk değerlendirme işleminini yapar veya
yaptırır” diye konuştu.
MONTAJCININ DOKÜMANTASYON TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR
Asansör montajcsının sorumluluklarını vurgulayan Büyüklü, talep üzerine montajcının
asansör güvenlik aksamını sağlayan herhangi bir işletmeci hakkındaki bilgiyi gerektiği
zaman bakanlığa sunmakla yükümlü olduğunu hatırlattı. Sektörün dokümantasyon
konusunda eksikliklerinin olduğunu belirten Büyüklü, “Asansör monte eden tedarik ettiği
asansör güvenlik aksamlarını kimden ve ne zaman tedarik ettiği gibi bilgileri döküman
etmeli. Bu bilgiyi bakanlık istediği zaman veremiyorsunuz. Bu bir yükümlülük” dedi.
Büyüklü şunları söyledi:
“Son kontrolcünün elinde yük bulunmak zorunda. Bulundurduğu bir yükü neden
muayenede biz kullandırtmayalım? Bunun neresi zor? Onaylanmış kuruluşlar da kendisini
hem kopyala yapıştır yapanlara hem de uygunluk değerlendirme işlemini bilmeyen
asansörcüye teslim ediyor… Birbirine bir teslimiyet söz konusu. Sonuç olarak sektör,
uygunluk değerlendirme kavramını bilmiyor. Biz, bu anlayışla küresel bir firma
çıkaramayız.”
MONTAJCI ŞİKÂYETLERİN KAYITLARINI TUTMALI
Asansör montajcısının asansörün risk taşıması durumda, kullanıcıların sağlık ve
güvenliğini korumak amacıyla ortaya çıkan riski araştırmakla sorumlu olduğunu vurgulayan
Büyüklü, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uygun görüldüğünde de asansörle ilgili uygunsuzluk ve yapılan şikâyetlerin kayıtlarını
tutmak zorunda. Asansör monte eden tip, parti veya seri numarası gibi tanımlamaya
yarayan tüm bilgileri asansörün taşımasını sağlar. Asansör monte edenin piyasaya arz
ettiği asansörün üzerinde kendi adını, tescilli ticari unvanını veya tescilli ticari markasını ve
kendisiyle iletişime geçilecek adres bilgisini bulundurmak zorunda. Adres, asansör monte
eden ile irtibata geçilecek tek noktayı belirtmek zorundadır.”
“SAVUNMALARI OKUDUĞUMDA ÜZÜLÜYORUM”
“Tescil başvurusu, asansörün piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla 60 gün içerisinde söz
konusu asansörün piyasaya arz eden asansör monte eden tarafından yapılır. Son
günlerde bu tescil sürelerine riayet edilmediği için birçok firmamızın ceza yediğini de
görüyoruz. Son zamanlarda çeşitli lokasyonlardan ceza kararlarına karşı mahkemeye
açılan iptal davaları önümüze gelmeye başladı. Savunmaları okuduğumda gerçekten
üzülüyorum. Burada süreç net.”
İSPİROĞLU, RİSK TEMELLİ YAKLAŞIMDA YENİ SÜRECİN DETAYLARINI ANLATTI
Seminerde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Metroloji ve Sanayi Ürünleri Güvenliği Genel
Müdürlüğü Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Muhammed İspiroğlu, asansör piyasa gözetimi ve
denetimi yönetmeliğiyle ilgili bir sunum gerçekleştirdi. PGD Yönetmeliği kapsamında
denetim süreçlerinin nasıl gerçekleştirildiği, tespit edilen uygunsuzluklara ilişkin idari
yaptırım kararlarına temel oluşturan para cezalarının nasıl belirlendiğine yönelik bilgi
paylaştı. İspiroğlu, şunları söyledi:
“Kriterler risk seviyesine göre bir revizyon geçirdi. Düşük risk, orta risk ve ciddi risk olmak
üzere üç ayrı kategoriye ayrılarak bu risk seviyeleri belirlendi. Burada bir asansörde tespit
edilen birden çok uygunsuzluk olabilir ama en güçlü riski barındıran uygunsuzluk o
asansörün uygunsuzluk seviyesini belirliyor.
Düşük risk tespiti, direkt İl Müdürlüğü denetçisi tarafından test ve muayeneye
yönlendirilmeden de belirlenebilir. Aynı zamanda bu, test ve muayene hizmeti alınarak da
belirlenebilir. Eğer İl Müdürlüğü tarafından düşük risk kararı verilirse, bunun uygun hale
getirilip getirilmediğinin kontrolünün yine İl Müdürlüğü denetim personeli tarafından
gerçekleştirilmesi gerekiyor. Ancak test ve muayene hizmeti alınması durumunda ise
bunun takip kontrolünün yapılarak takip raporunun İl Müdürlüğü’ne sunulması gerekiyor.
Burada sorumlunun düzeltme faaliyetini gerçekleştirmemesi durumunda, Sorumlu her
zaman asansör monte eden değil, yönetmelik ilk başta asansör monte edeni savunması
adına ilk başta asansör monte edene gönderiyor. Bu noktada, kendisinden
kaynaklanmadığını ispatlaması durumunda da asansör monte eden bu sorumluluktan
kurtuluyor. Daha sonra tespit edilen ilgili sorumluya ilişkin düzeltme faaliyetleri veya idari
işlemler uygulanıyor. Burada asansörün kullanıma kapatılması gibi bir durum yok. Bunun
sebeplerinden bir tanesi düşük riskli kriterlerin arasında yapıdan kaynaklı hususlar yer
aldığı için düşük risk tespitinde asansörün kullanımına bu mevzuat kapsamında izin
veriliyor ve hizmetten men edilme gibi bir prosedür düşük risk testinde uygulanmıyor.”
ORTA RİSKTE TSE MUAYENESİ ÖNEMLİ
“Orta risk, sadece TSE tarafından gerçekleştirilen muayene sonucunda belirlenebilir. Orta
riski aslında periyodik kontrol sonucundaki sarı etikete benzetebiliriz. Onda da takip kontrol
süreci boyunca asansörün kullandırılmasında sıkıntı yok, yalnız takip kontrolünde
uygunsuzluklar giderilmezse de asansörün mühürlenerek hizmetten men edilmesi gibi bir
süreç var. Bununla birlikte eğer sorumlu, asansörü düzelttirmezse buradaki gerekli
düzeltme işlemlerinin mühür bozma tutacağı sonrasında bina sorumlusu tarafından
yapılması gerekiyor. Burada da ortaya çıkan masraflar mahkeme yoluyla bizim tespit
ettiğimiz sorumluya, bina sorumlusu tarafından rücu ettirilmesi gerekiyor.”
CİDDİ RİSK, KIRMIZI ETİKET GİBİ DÜŞÜNÜLMELİ
“Ciddi risk tespiti direkt İl Müdürlüğü tarafından verilemiyor. Test ve muayene sonucunda
ciddi risk şüphesi tespitinde bulunulması durumunda bina sorumlusunca kullandırılmaması
gerekiyor. Ciddi riski kırmızı etiket gibi düşünebiliriz, bu risk tespitinden sonra asansör
mühürlenerek hizmetten men edildi, daha sonra mührün açılıp düzeltici faaliyetin
gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu da yine orta riskte olduğu gibi eğer sorumlu
yükümlülüğünü yerine getirmezse, bina sorumlusu tarafından uygun hale getirilmesi lazım
ki kullanıma açılabilsin.”
SAVUNMA SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?
İspiroğlu, savunma süreciyle ilgili detayları da anlattı. “Asansör PGD Yönetmeliği’nde ilk
başta asansör monte edenden bir savunma talep edilmekte ve bu söz konusu savunmanın
13 gün içerisinde denetimi gerçekleştiren İl Müdürlüğü’ne asansör monte eden tarafından
gerçekleştirilmesi gerekiyor” diyen İspiroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu savunmanın değerlendirilmesi sonrasında asansör monte eden mi yoksa bakımı
üstlenen yeni diğer bir firma mı bundan sorumlu olduğuna yönelik karar süreci başlar.
Daha sonra sorumluya yönelik 30 günlük düzeltme süresi verilir. İl Müdürlüğü test ve
muayene planını asansör monte edene bakım faaliyetini yürüten yetkili servise ileterek test
ve muayeneye davet ediyor. Burada asansör monte edenin veya asansör monte edenin
yetkili servisinin test ve muayeneye iştirak etmesi zorunludur. Asansörle ilgili en fazla bilgi
sahibi olan asansör monte edendir, bu nedenle biz asansör monte edeni ve yetkili
servisinin katılımını zorunlu tutuyoruz ki test ve muayene esnasında orada bulunsun.
7223 Sayılı Kanun gereği asansörde uygunsuzluk tespiti yapıldığı anda, risk seviyesi ne
olursa olsun bir uygunsuzluk varsa direkt idari işlem uygulanıyor. Bu idari işlem, asansörün
güvenli bir şekilde piyasaya arz edilmediği veya güvenli bir şekilde piyasada
bulundurulmadığı için uygulanacak idari bir işlem. Bu direkt düzeltme faaliyeti öncesinde
sorumlu tespit edildikten sonra uygulanan bir işlem. İkinci bir idari işlem de eğer bu
uygunsuzluk düzeltilmezse uygulanacak işlem.”
İHBAR VEYA ŞİKÂYET ÜZERİNE PGD SÜRECİ
PGD denetimlerinin bireysel ihbar veya şikâyet üzerine gerçekleştirildiğini belirten
İspiroğlu, “Bir asansöre ilişkin bir şikâyet geliyor. Asansör PGD’ye alınıyor ve güvensiz
çıkıyor; makina-motor grubundan dolayı da asansör güvensiz çıkabiliyor. Binanın yönetimi,
sitedeki tüm asansörlerin PGD’ye tabii tutulmasını talep ediyor. Böyle bir sürecin
yürütülmesi amacıyla da 11’inci madde düzenlendi. Bu maddede de PGD’ye tabii tutulacak
asansörlerin içerisinden belli bir asansörün seçilmesinde, bu asansörün bilgi etiketi, daha
önce elde edilen kanıtlar kullanılarak bu asansörlerin bir kısmı PGD’ye tabii tutulsun
şeklinde bir dayanak maddesi yazılmış oldu” dedi.
MARKA MODEL VERİLERİNE ASTAK ÜZERİNDEN ERİŞİM
Güvenlik aksamlarına ilişkin PGD süreçlerinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Piyasa
Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği kapsamında gerçekleştirildiğini belirten İspiroğlu,
denetime konu güvenlik aksamlarının yerli ve ithal ürünlere yönelik yapıldığını hatırlattı.
İspiroğlu, Asansör Yönetmeliği (2014/33/AB) EK 3’te yer alan güvenlik aksamlarından,
ASTAK’ta A tipi muayene kuruluşları tarafından gerçekleştirilen periyodik kontrolde yeni bir
modül açıldığını söyledi. Bu modülde karşılaştıkları güvenlik aksamlarının marka, model
bilgilerinin girildiğini belirten İspiroğlu, şunları söyledi:
“Biz şu an bu marka model bilgilerine ASTAK üzerinden erişebiliyoruz. Elimizde var olan
72 marka, 560 model hız regülatöründen güvenlik tertibatında da yine 98 marka 499
model, tamponda da 88 marka 457 model üzerinden bu veriler şu an elimizde. Denetimler
şu an gerçekleştiriliyor, bunlarla ilgili düzeltme süreçleri veya uygunsuzluklar giderilmediği
durumda imha işlemleri şu an yürütülüyor. Test ve muayene faaliyeti de Bakanlığımız
tarafından TÜRKAK’ın 17025 Akreditasyonuna sahip laboratuvarı MESYEB tarafından
yürütülmekte.”
ÇETİNKAYA: YÜKSEK UYGUNSUZLUK ORANLARININ NEDENİ MEVZUATLARA
HAKİM OLUNMAMASI
Seminerde, Türk Standardları Enstitüsü Yüksek Mühendisi Yavuz Çetinkaya da konuştu.
Çetinkaya, periyodik kontrol süreçleri ve PGD kapsamında test ve muayenelerin
değerlendirilmesi üzerine sunum yaptı, 2020 yılında gerçekleştirilen asansör kontrol
sonuçlarına göre asansörlerin yüzde 88’inin uygun olmadığını belirtti. Çetinkaya, şunları
söyledi:
“Bununla birlikte tescil öncesi ilk periyodik kontrollerde, yani asansör monte eden
tarafından ilk defa kullanıma açılacak veya daha önce kullanılmamış olan asansörlerin de
yüzde 62’sinin uygun olmadığı görülmüştür. 2021 yılı içindeki sonuçlara bakarsak, asansör
kontrol sonuçlarının yüzde 87’sinin uygun olmadığı tespit edilmiştir. 2021 yılında tescil
öncesi ilk periyodik kontrollerde henüz kullanıma açılmamış asansörlerin asansör monte
eden tarafından monte edildiği durumlarda yüzde 58’inin uygun olmadığı tespit edilmiştir.
Buradan yola çıkarak asansör periyodik kontrollerine taraf olan bina sorumlusu, asansör
yaptırıcısı, asansör monte eden ve etkili servislerin asansörle ilgili mevzuatlara teknik
düzenlemeler ve standartlar doğrultusunda farkındalığının artırılması gerektiği sonucu
ortaya çıkmaktadır.”
SIKLIKLA KARŞILAŞILAN UYGUNSUZLUKLAR
Türk Standardları Enstitüsü Muayene Uzmanı Abdulhadi Şengül de seminerde, sahada
karşılaştığı eksiklikleri anlattı, deneyimlerini paylaştı.
Asansör test ve muayenelerinde sıklıkla karşılaşılan uygunsuzluklarda acil aydınlatmanın
öne çıktığına değinen Şengül, şunları söyledi:
“Asansör kabininin içerisinde veya kabinin tavanında kabin merkezinde veya kabin
tavanından bir metre yükseklikte ve her alarm çalıştırma tertibatının bulunduğu yerde bir
adet acil aydınlatma tertibatına ihtiyacımız var.”
10 KİŞİLİK ASANSÖRE “4 KİŞİLİKTİR” BİLGİSİ YAZILINCA ASANSÖR 4 KİŞİLİK
OLMUYOR
“Kabin alanının belirlenmesi, kabin içerisine kaç kişi binecek, asansör kaç kiloluktur, bu
etiketin önemi nedir sorusunun cevabı burada ortaya çıkıyor. Kullanılabilir kabin alanı,
kabindeki insan sayısı AB uygunluk beyanına göre belirleniyor. 10 kişilik bir asansörün
içerisine 4 kişilik bilgisi yazıldığında bu asansör 4 kişilik olmuyor. PGD kapsamında TSE
uzmanı geldiğinde AB uygunluk beyanını alır, orada 10 kişilik asansör gördüyse yük testini
ona göre yapar.. Burada sizin aşırı yükünüzün nasıl çalıştığı, freninizin nasıl devreye
girdiği buna göre değerlendirilir. Sizin 10 kişilik asansöre 8 kişilik fren blogu takmanız nasıl
uygun değilse, aşırı yük tertibatının da 10 kişilik asansör için 880 kilo ayarlanması
gerekirken 600 kilo ayarlanması da aynı şekilde uygun değildir.”
HABERLEŞME SİSTEMİ TÜM ASANSÖRLERDE OLMAK ZORUNDA
“81-20 standardıyla birlikte ülkemizde uygulanmaya başlayan ancak 2006 yılından beri
aslında standartta da yazılı gelen 81-28 standardına yönelik haberleşme alarm tertibatı,
2017 yılında 81-20 standardının zorunlu uygulamaya girdiği tarihten sonra biz muayene
yaptığımız asansörlerde bu tip bir haberleşme yöntemi aradık. 81-28 haberleşme sistemi
de bugün itibarıyla tüm asansörlerde olması gerektiğini söylüyoruz. Bu haberleşme sistemi
öyle bir yerde olacak ki hem kuyu içerisinde hem kabin üstünde hem makine dairesinde
hem de kabin içerisinde acil durumda insanların içeride kalması gibi durumlarda
kurtarmasını sağlayacak asansörcüyle veya kurtarıcı ile sürekli iki yönlü haberleşmeyi
sağlayacak şekilde olmalıdır. Alarm butonuna bastığınız zaman kullanıcının herhangi bir
şey yapmaya gerek kalmaksızın kurtarılması için iletişime geçileceği bir yer anlamına
geliyor.”
DURAK VE KABİN KAPILARININ DAYANIMI VE YANGIN ŞARTLARINA DAVRANIŞI
“Asansör durak ve kabin kapılarımızı paslanmaz çelikten seçebileceğiniz gibi cam
kapılardan da seçebiliyorsunuz. Paslanmaz kapılarda olduğu gibi camlı kapılarda da bu
dayanımın sağlanmasını bekliyoruz. Özellikle 2018 yılına kadar camlı kapılardan yangın
dayanım sertifikalarının olmadığı, bu tip durumlarda sorunlarla karşılaşılacağı aşikar.
Üreticiler de malzeme seçerken bu gibi durumlara dikkat edilmeli. 81-20 standardıyla
beraber gelen kabin kapısı, zemini, duvarları ve tavanındaki dekoratif malzemenin yangına
dayanım hususu. Kabin gövdesinin yapı desteklemesinin alev almaz malzemelerden
yapılması zorunludur. Bununla alakalı sahada uzmanlar yangına dayanımlı olduğunun
ispatlanmasını istiyor olabilir. Bu ispat sürecinde kabin üreticisinden almış olduğunuz bir
sertifika ile kabin üzerine iliştirilen etiketle sağlayabilirsiniz.”
MAKİNA DAİRESİ İLE İLGİLİ YAPISAL ŞARTLAR
“Binanın makine dairesinin yüksekliği hususları asansör firması kalıbı çakmadığı için
bilmeyebilir. Bu bina yapılacaksa eğer yapılmadan önce projelendirildiği için, asansör
firması da asansörü yapmadan önce projelendirdiği için mimari projeyi veya asansör avam
projesini veya asansör uygunluğunun incelenmesi suretiyle makina dairesinin yüksekliğinin
standartta belirtilen değerlere uygun olup olmadığına baktıktan sonra asansörü yapması,
daha sonra karşılaşacağı bir uygunsuzluk denetimine veya bir risk analizine gerek
kalmamasını sağlayacaktır. Bu yükseklikler çalışma alanlarındaki serbest boşluklar,
panoların önündeki serbest boşluklar, geçiş alanlarındaki boşluklar da standartta ifade
edilen değerlerle uygun olmak zorundadır.”
KUYU DUVARI BİN TONLUK KUVVETE DAYANMALI
“Asansör kuyusunun duvarlarının tuğla veya beton duvarla örülmediği, asansör kuyusunun
sonradan yapıldığı durumlarda kuyu duvarlarıyla ilgili yaşanan uygunsuzluklara şahit
oluyoruz. Bunların tamamına elimizdeki cihazlarla ölçüp uygunsuzluk yazmışlığımız var.
Kuyu duvarlarının bin tonluk bir kuvvete dayanmasını istiyoruz.”
TSE HYB UZMANI ÖZTÜRK: “MARKA SAYISI ARTTIKÇA SERVİS ALANININ
METREKARESİ ARTIYOR”
Seminerde Türk Standardları Enstitüsü Hizmet Yeri Belgelendirme Uzmanı Tarık Öztürk,
TS 12255 standardı hakkında bilgiler paylaştı. Standardın, bakım onarım hizmeti veren
asansör bakım yetkili servislerinin yapısal özellikleri, işletmeciliği, teknik donanımı,
çalışanlar ve belgelendirmeye yönelik kuralları kapsadığını hatırlatan Öztürk, servis alanı
hakkında bilgi verdi. Asgarî servis alanının, servisin hizmet verdiği asansör monte eden ve
asansör marka sayısı dikkate alınarak belirlendiğini söyleyen Öztürk, “Bir markaya hizmet
veren firmalardan, 25 metrekare teknik alan, 25 metrekare de idari alan istiyoruz. Marka
sayısı arttıkça metrekareler artıyor” dedi.
Asansörün bakım-onarımının TS EN 13015+A1’e göre yapılması gerektiğini belirten
Öztürk, asansör monte eden ile yetkili servis arasında imzalanan yetki sözleşmesinin iki
yıllık süreyle noter huzurunda düzenlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Servis teknik sorumlusunun, makina, elektrik, elektrik-elektronik veya mekatronik
alanlarında eğitim veren mühendislik/teknoloji fakültelerinin birinden mezun olması
gerektiğini söyleyen Öztürk, bu mühendisin tam zamanlı çalıştırılması gerektiğini
vurguladı. Servisin diğer teknik bakım elemanları, iki yıllık meslek yüksekokullarının
makine, elektrik, elektronik, mekatronik, otomasyon, elektromekanik taşıyıcılar veya raylı
sistemler bölümlerinden mezun olması gerektiğini belirtti.
Firmanın bakım sayısına göre değişen personel sayısı olduğuna işaret eden Öztürk,
serviste bulunması gereken asgarî personel sayısının, servisin sözleşme yaptığı asansör
durak sayısı dikkate alınarak belirleneceğine değindi.
BELGELENDİRME İLE İLGİLİ KURALLAR
Öztürk, firmaların hizmet verdiği asansörlere göre belgelendirildiğini belirterek,
belgelendirme işlemi esnasında düzenlenecek Hizmet Yeri Yeterlilik Belgesine servisin,
(elektrikli ve veya hidrolik tahrikli asansörlerden hangilerine) hizmet vereceği ile yetki
veren, asansör monte eden firmanın/firmaların tescilli unvanı/unvanları ile hizmet verilen
markaların açıkça yazılmalısı gerektiğini de hatırlattı.
ÖZÇAKIR: KOPYALA YAPIŞTIR BELGELERLE İŞ YAPILIYOR
TASFED Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Özçakır, yaptığı sunumda Asansör Yönetmeliği ile
Asansör Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği’ndeki maddeler üzerinden bazı
hatırlatmalarda bulundu.
Asansörün bir tasarım olduğunu ve her asansörün aynı olmadığına vurgu yapan Özçakır,
asansör bakımının belli özellikleri olması gerektiğini ve her asansörün ayrı bir bakım defteri
ile kayıt altına alınması, bakım prosedürünün işletilmesi gerektiğini söyledi.
Sahadaki incelemelere değinen Özçakır, kopyala yapıştır belgelerle iş yapıldığını ve
sektörün kalitesini düşürdüğünü kaydetti.
“DUYUSAL İNCELEMEDE YAZILI METİN TALEP EDİYORUZ”
Asansörün garanti süresine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özçakır, garanti süresinin
ilk tescil muayenesinden önce başladığını hatırlattı. Duyusal incelemelerde görülen
eksiklikler için de “Duyusal inceleme çok göreceli bir konu ve bunun bir yazılı metin
olmasını bekliyoruz” diye konuştu. Özçakır, “Maalesef sektörde en çok standartlar
konuşuluyor. Bizler esas Asansör Yönetmeliği Ek 1’deki gereklilikleri yerine getirmeliyiz.
Yeniliklere kendimizi kapatmış ve körelmiş oluyoruz. Onun için sektör olarak EK 1’i çok iyi
bilip, bunlar üzerinde konuşmamız daha sağlıklı olacaktır” dedi.
Piyasa gözetimi ve denetiminde şekli uygunsuzluk başlığı altında her asansöre ceza
yazılma olasılığının yüksek olduğuna işaret eden Özçakır, şunları söyledi:
“Çünkü asansöre bindiğinizde ya etiketi sökülmüştür ya ampülü yanmıyordur ya bir yeri
çizilmiştir. Dolayısıyla bir eksik bulunması aşikardır. Sorumlusu ise bakımı veya montajı
yapan arkadaşımız. Ancak bu arkadaşımız ayda bir kere binaya uğruyor, sizin kontrole
geldiğinizden üç hafta önce geldiğini düşünürsek, bu süre içerisinde bir şeyler bozulabilir.
Sahadan gelen şikayetler bu yönde.”
İLK TESCİLDE PROBLEM
Asansörün ilk tescilinde projenin istenmesi gerektiğini belirten Özçakır, “Proje çizilmiş,
tasarım yapılmış ve tasarım sahada doğru uygulanmış mı diye kontrol etmemiz lazım.
Maalesef genelde küçük firmalarımızda ustamız yapıyor, mühendis arkadaşımız bir proje
çiziyor ama sağdaki ile dosyadaki birbiriyle örtüşmüyor” ifadelerini kullandı.
KARADEMİR: “ONAYLANMIŞ KURULUŞLAR BİZDEN DAHA İYİ İŞ YAPMIYOR"
ANASDER Yönetim Kurulu Üyesi Ali Osman Karademir, 2001 yılına ait PGD verilerine
değindi. Uygunsuzluk oranlarındaki yüksekliği gündeme alan Karademir, ceza miktarlarının
yüksekliğinin altını çizdi. Karademir, “Asansör monte eden ve yetkili servisler neden tek
başına sorumlu tutuluyorlar. Sorumluluğu paylaşmamız gerekmiyor mu? Asansör monte
edenler ellerinden geleni yapsalar da kullanılan ürünlerde mutlaka eksiklikler çıkacaktır.
Çünkü kullanılan bir ürüne PGD yapılıyor, fakat PGD çözüm sunmak yerine geçici çözüm
sunarak, firmaları cezalarla sorumlu bırakıyor” diye konuştu.
Kesilen cezaların çözüm üretmediğinin altını çizen Karademir, şunları söyledi:
“Çözümler tekil değil, çoklu bakış açısıyla çözülmelidir. Asansör monte eden ve yetkili
servisler olarak biz eksiğimizi kabul ediyoruz. Bizleri yetkilendiren onaylanmış kuruluşların
bizden daha iyi iş yaptığını düşünmüyoruz. Her zaman asansör monte eden ve yetkili
servislerin sorumlu tutulmasını kabul etmiyoruz.”
CEZALARIN TAHSİL KABİLİYETİ YÜZDE 70
Kesilen cezaların tahsil kabiliyetinin olmadığını belirten Karademir, “Bu cezaların yüzde
70’inin tahsil edilemiyor. 12 milyonluk ceza kesildiyse bunun 3-4 milyonluk kısmı tahsil
edilebiliyor. Diğer firmaların adresine bile ulaşılamıyor. Bu cezaları bizim gibi
markalaşmaya çalışan firmalar ödüyor. Bu bize bir haksızlık değil mi? Bunun
düşünülmesini istiyorum” dedi.
Bakım taban fiyat uygulamasının gerekliliğinden söz eden Karademir, “Bizlerin daha kaliteli
bir hizmet verme yarışında bize fırsat sağlayacak. Bu çok defa dile getirilmesine rağmen
bir adım atılmadı” dedi. Karademir, kaliteli hizmet vermeyen firmaların taban fiyat
uygulaması ile otomatik eleneceğini belirtti.
Karademir, cezaların tahsil edilebilirlik oranının artırılması için teminat mektubu istenmesi
gerektiğini de söyledi. Karademir, “Asansör monte edenlerden teminat mektubunun
alınması sağlanmalıdır. Böylece piyasadaki merdiven altı asansör firması azalacaktır hem
de kesilen idari para cezalarının tahsilatı kolaylaşacaktır” dedi.
KARABAY: HAKSIZ REKABETE KARŞI TABAN FİYAT UYGULAMASI GETİRİLMELİ
TASFED ve ANASDER Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Karabay, haksız rekabet sorununa
değindi. Sadece Ankara’da TSE’ye kayıtlı 240 HYB’li firma olduğunu ancak buna rağmen
binin üzerinde asansör firmasının faaliyet gösterdiğini anlattı. Karabay, şunları söyledi:
“Vergi mükellefi olmayan taşeron ustalarımızı da dahil ettiğimizde bu rakam korkunç
seviyelere yükseliyor. TASFED olarak yaptığımız inceleme sonucu, Türkiye genelinde 3
bin civarında HYB’li firma olmasına rağmen, 20 bin civarında da asansör firması olduğunu
tahmin ediyoruz.
Bu rakamlara bakarsak, Türkiye’de hizmet veren firmalar içinde kaliteli hizmet anlayışının
giderek yok olduğunu ve haksız rekabet sorunun her geçen gün daha da tırmandığını
görüyoruz. Maalesef bu durum, yerli asansör sanayisine duyulan güveni temelinden
sarsmakla kalmıyor, ilmek ilmek işleyerek bugünlere getirdiğimiz işlerimizi ya küresel
firmalara ya da merdiven altı firmalara emanet ediyoruz. Firma sayısındaki yüksekliğin
ortaya çıkardığı haksız rekabet şartları, bugün hem devleti hem de firmalarımızı ciddi
zararlarla karşı karşıya bırakıyor.”
50 TL’YE BAKIM YAPILIYOR
Yaşanan sorunların önlenebilmesi için taban fiyat uygulamasının çıkarılması gerektiğini
savunan Karabay, “Taban fiyat uygulaması, öncelikle kalitesiz asansör bakımının,
güvensiz asansörün ve nihayetinde haksız rekabetin önüne geçmesini sağlayacaktır” diye
konuştu.
Bakım maliyetlerinin büyük şehirlerde daha yüksek olduğuna dikkat çeken Karabay, bir
asansör bakım maliyeti ortalama 400 TL’yi bulduğunu, ancak 50 TL gibi düşük fiyatlarla
bakım yapıldığını hatırlattı.
TEST VE MUAYENE KURULUŞU KENDİ AVADANLIKLARINI GETİRMELİ
Asansör periyodik kontrolüne eşlik eden asansör firmalarının A tipi muayene
kuruluşlarında olduğu gibi ücrete tabii tutulması gerektiğini söyleyen Karabay, şunları
söyledi:
“Bu kontroller sırasında kullanılan test ve muayene gereçleri, özellikle kalibre edilmiş
ağırlıklar asansör firmalarından talep edilmektedir.
Periyodik kontrolü yapan test ve muayene kuruluşu kendi avadanlıklarını getirmelidir.”
ANKARA SANAYİ İL MÜDÜRÜ: “İŞ BİRLİĞİMİZİ VE GÜCÜMÜZÜ BÜYÜTEREK ETKİLİ
HALE GETİRMELİYİZ”
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ankara Sanayi İl Müdürü Muhammet Polat, seminerle
birlikte Ankara sanayisinin gelişimi ve uluslararası rekabet gücünün artırılmasını
hedeflediklerini söyledi. Polat, “Bu seminerdeki diğer bir amacımız da sektör
temsilcilerimizle bir araya gelerek işbirliğimizi ve gücümüzü büyüterek etkili hale
getirmektir” dedi.
ATİK: “MESLEĞİMİZİN KIYMETİNİ BİLMİYORUZ”
TASFED Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Atik, asansör sanayisinin savunma ve uzay
sanayisi kadar önemli olduğunu ve yaşanan talebin her gün arttığını söyledi. Avrupa
standartlarının Türkiye’de uygulanabilirliği noktasında sektörün daha çok çabalaması
gerektiğini vurgulayan Atik, “Mesleğimizin kıymetini bilmiyoruz. İşimizi yüceltmek için birlik
ve beraberlik içinde olmalıyız” dedi.
İhracatın artmasıyla birlikte ithalat oranlarında hızlı bir düşüş yaşandığına dikkat çeken
Atik, sektör paydaşlarından bölgelerindeki derneklere üye olmalarını ve TASFED çatısı
altında yapılan çalışmalara ortak akılla destek vermelerini talep etti.
BAŞKARAAĞAÇ: FİYATLA DEĞİL ÜRÜN VE HİZMETLE REKABET ETMELİYİZ
ANASDER Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Başkaraağaç, ANASDER’in kamu veya özel
kuruluşlar arasında köprü kurmak ve sektörün geliştirilmesini sağlamak amacıyla 1988
yılında kurulduğunu hatırlattı. ANASDER’in hemen her platformda sektörü temsil ettiğini
belirten Başkaraağaç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üyelerimizden alınan destekle gelen talepler doğrultusunda sorunlara çözüm odaklı
yaklaşarak sektörümüzü daha ileri taşımayı amaç edinmiştir. Firma bazında veya ferdi
olarak sorunlarımızı çözüme ulaştırmak oldukça zor. Meslektaşlarımızdan ricamız
derneğimize üye olarak bizleri onurlandırmanız ve destek vermeniz. Bu sayede
sorunlarımızın çözümü daha kolay olacaktır. Birlik beraber olunursa çözülmeyecek sorun
kalmayacaktır. Sektörümüzün her yönüyle gelişmesi ve daha iyiye götürülmesi için
birbirimizle fiyat rekabeti değil, yaptığımız ürün veya hizmette rekabet etmemiz gerekir.”
PALA: “STK’LAR ÜYELERİN DESTEĞİ İLE GÜÇLÜ”
Programın açılış konuşmasını yapan TASFED Müdürü Gülay Pala, asansör sektörünün
2018 yılında stratejik sektör ilan edildiğini hatırlatarak, sektör temsilcilerinin çırakılan yasal
mevzuatlara uygunluk aşamasında çeşitli aksaklıklarla karşılaştığına dikkat çekti.
TASFED çatısı altında birleşen 18 üye dernekle birlikte sektörel sorunların çözüme
ulaştırılması için aktif çalışamalar yürüttüklerine vurgu yapan Pala, sektör temsilcilerine
çağrı yaptı. Güvenli asansörlerin temini açısından sektör temsilcilerine çağrıda bulunan
Pala, şunları söyledi:
“Sivil toplum kuruluşları ancak üyelerinin desteği ile varlığını sürdürmektedir. Sektörün çatı
kuruluşu TASFED olarak derneklerimizde üye olan firmalarımızın, yapılan çalışmalara
katkı koymalarını, üye olmayan sektör paydaşlarının da dernek çatısı altında bir araya
gelmelerini arzu ediyoruz.
Bizler ancak birlikte güçlüyüz. Sorunlarımız paylaştıkça, beraber çalıştıkça çözüme
kavuşacaktır. Tüm sektör temsilcilerimizin bu konuya hassasiyet göstermelerini, birlik ve
beraberliğimiz desteklemelerini istiyoruz."